“Tarih, büyük kırılma zamanlarında insanlara millet olma bilincini sağlayan olaylar yaşatır. Bu sınavda bir ideal etrafında birleşebilen topluluklar gerçek millet tanımını oluşturur.15 Temmuz’da Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak giren ve milletimizin istikbalini karartmak isteyen hainlerin, bağımsızlığımızı elimizden alma girişimine karşı millet olma şuurunun, bilincinin bir kez daha farkına vardık. 15 Temmuz Destanı, işte bin yıldır yaşadığımız bu mukaddes topraklarda millet olma şuurunun oluşmasında en önemli kilometre taşı oldu. Ülkemizi işgal girişimine karşı devletimizden, milletimizden yana olan güvenlik güçlerimizin azmi, hamiyetli vatan evlatlarımızın cesareti, dirayeti ve kahramanca müdafaası neticesinde milletçe bir destan yazdık.  
     Hakikat şudur ki bizler 15 Temmuz’da canını, kanını, oğlunu, eşini gözünü kırpmadan feda edenleri anlatmak zorundayız. Ömer Halis Demirleri, Erol Olçakları, Halil Kantarcıları, Şerife Bacıları anlatmak zorundayız. Boğaz Köprüsünde darbecilerin üstüne korkmadan yürüyen kızımızı, tankları durdurmak için bedenini siper eden kahramanları, elinde bayrak yüreğinde imanla meydanlara çıkan yaşlı dedelerimizi, ninelerimizi, şehit olma arzusuyla belediyenin süs havuzunda abdest alıp kurşuna yürüyen gençlerimizi, ailesiyle helalleşip meydanlara koşan yiğitlerimizi anlatmak zorundayız. Anlatmalıyız ki gelecek nesiller bastığı yerleri toprak diyerek geçmesin. Anlatmalıyız ki bu vatanın en son ocak sönene kadar yıkılmayacağını herkesin bilsin.
     Milletimizin iradesine darbe teşebbüsünde bulunan, devletimizin bekasını tehdit eden hainlere karşı günlerce meydanlarda hep beraber olduk. Milletimizin azmi ve feraseti, bu saldırıların amacına ulaşmasını engelledi.
    Milletimiz Kurtuluş Savaşında nasıl ki düşman işgaline karşı bir ve beraber hareket etmişse 15 Temmuz’da da aynı şuurla vatan savunmasında yer aldı. Çeşitli şehirlerimizde şehit düşen güvenlik güçlerimiz ve sivil vatandaşlarımız oldu. Sizlerde bu vatan sevgisi, milli şuur oldukça bizi hiçbir güç yıkamayacaktır. Demokratik tepkimizi en üst perdeden gösterdik. Ama sağduyuyu da elden bırakmadık. FETÖ başta olmak üzere tüm ihanet şebekelerinin, bu karanlık zihniyetin zelil olması için hep beraber el ele, omuz omuza vererek meydanlarda demokrasi şölenleri düzenledik. Rabbim birliğimizi ve beraberliğimizi daim kılsın. Bu millet tarihte hiçbir tahakkümün altında kalmamıştır. Bundan sonra da istiklali muhafaza edecek, büyük Türkiye olma yolunda emin adımlarla ilerleyecektir.
     Ben bu duygular ve hissiyat içinde, başta 15 Temmuz gecesi vatanımız için şehit olan tüm canlarımızı minnet ve şükranla yâd ediyorum. Bizlere emanet olan şehit ailelerimize baş sağlığı diliyorum. Gazi olan tüm vatandaşlarımıza sağlıklı, huzurlu bir ömür diliyorum. Sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum.